Günlük civciv konan kafeslerin ısıtılmaları şarttır. Kullanılan en yaygın sisteme göre, kafeslerin ön veya arkalarında üstten, boydan boya bir sıcak su borusunun geçirilmesidir. Eğer kafesler sırt sırta gelecek şekilde yerleştirilmişse, aradan geçen boru iki kafesi birden ısıtır. Bu boruların üzerine, ısıyı alta vermesi için karton veya mukavvadan bir reflektör yapılması yarar sağlar. Borudaki sıcak su 820 C, civcivlerin 5 cm, yukarındaki ısı ise 28 – 29,50 C dolayında olmalıdır. Ayrıca kümes içi sıcaklığı 15,50 C’nin altına düşmemelidir.
Su ve suluklar: kafeslerde en yaygın olarak kullanılan suluklar kap veya oluklu suluklardır.bununla beraber,civcivlerin en kısa zamanda su içmelerini sağlamak için ilk birkaç gün kavanoz tipi civciv suluklarının kafes içerisinde kullanılmaları gerekir. Ancak, bundan sonra doğrudan doğruya oluklu suluklara geçilir. Bunu sağlayabilmek için sulukların yükseklikleri hayvanların boyuna göre ayarlanabilmelidir. Yumurta kafeslerinde suluklar, yemliklerin üstüne gelecek şekilde yerleştirilir ve böylece saçılan suyun, alttaki yumurtaları ıslatmaktansa, yemliğe düşmesi yeğlenir. Eğer kafesler sırt sırta gelecek şekilde yerleştirilirse, suluk arada kalacağından aynı suluktan her iki kafestekiler de yararlanabilirler. Oluklu suluklarda suyun döküldüğü uç biraz yükseltilerek hafif bir su akıntısı sağlanabilir.
Normal olarak, kafeste barındırılan tavuklar, yer ve tor veya çıtalı zeminlerdekilerden daha fazla su tüketirler. Bu, dışkının çok sulu olmasına yol açar, gübrenin temizlenmesini güçleştirir, kümes içi nem düzeyini artırır ve havalandırmayı nemin giderilmesi açısından yetersiz kılabilir. Aşırı su tüketimi, sıcak havalarda su tüketimini fazla düşürmekten kaçınmak gerekir. Eğer kap tipi otomatik suluklar kullanılıyorsa, her, kafese, içerde çok fazla hayvan yoksa birden fazla konmaması, aşırı su tüketiminin önlenmesine yardımcı olur.y eğer oluklu suluk kullanılıyorsa, suluk ön yüzü boydan boya geçtiği için, hayvan başına düşen suluk alanı zorunlu olarak yeterinden fazladır.
Yem ve Yemlikler: En fazla kullanılan yemlikler oluklu tip yemliklerdir. Civciv ve piliçlerde de kullanılmak üzere yapılan kafeslerde yemlik yükseklikleri ayarlanabilecek şekildedir. Yemliklerin genişlikleri 13 – 15 cm. kadardır ve kenar ağızları yem saçımını önleyecek şekilde içe kıvrılmıştır.çoğu metalik olmakla beraber, plastikten yapılanları da vardır. Çoğunlukla kafeslerin önünde boydan boya uzanırlar. Fakat, özellikle otomatik olarak doldurulmayanlar kafeslerin içinden geçirilerek hayvanların her iki kenarından yararlanmaları sağlanabilir. Civcivlere ilk 6 – 7 haftalar da mutlaka tam yemleme uygulandığı için yemlikler hiç boş bırakılmamalıdır. Eğer tabana kağıt serilmemişse, yemlikler ağzına kadar doldurulur. Bundan sonra da sınırlı yemleme uygulaması yumurtacı ırklar için büyük önem taşımamakla beraber, kafeste büyütülen hayvanların daha fazla ağırlık artışı yaparak yağlanma eğilimi gösterdikleri unutulmamalı ve gerekirse fazla ağırlık artışlarını kontrol etmek için, her sıranın % 10‘u ayda bir tartılır. Bu iş öğleden sonra geç vakit ve günün aynı saatlerinde yapılmalıdır.
Eğer piliçlik döneminde kullanılan yemin formu, yumurta döneminde değiştirilmeyecekse ve de yine piliçlik döneminde sınırlı yemleme uygulanmamış ise, yumurta yemine doğrudan doğruya geçilebilir. Daha önce kontrollü yemleme uygulanmışsa, yumurta yemine geçişte verilen yem 100 tavuk için her gün yarım kilo arttırılarak sonunda tam yemlemeye ulaşılır. Tam yemleme sürü en yüksek verim düzeyine ulaşıncaya kadar sürdürülür, her hangi bir yem kısıtlamasına gidilip gidilmeyeceğine bundan sonra karar verilir. Son yapılan araştırmalar, kafeste barındırılan yumurta tavuklarına grit yedirildiğinde yumurta veriminin arttığını göstermektedir. verilecek miktar 100 tavuğa haftada 225 gr. Olup, otomatik yemleme sistemi varsa bu miktar 250 gr. Civarındadır.
Hayvanların iyi yemelerini sağlamak için günde en az iki kez yemleme yapılmalı ve yem günde bir iki kez karıştırılmalıdır. Yem saçımı doğrudan doğruya kafesteki tavuk sayısına bağlı olup, hayvan sayısı arttıkça kayıp azalmaktadır. Örneğin, yapılan bir araştırmada, içinde tek tavuk bulunan bir kafeste saçılan yem 2 kilonun üzerinde olduğu halde, y iki tavuk konan kümeste bu miktar 1 kilonun, 3 tavuklu kafeste yarım kilonun altına düşmüştür. Işık yoğunluğunun azalması da saçımı azaltmaktadır. Yem saçımını önlemek için ayrıca yemlikler fazla doldurulmamalı, yem taze olarak ve sık verilmelidir.
Aşırı sıcaklar: Aşırı sıcakların yıkıcı etkisi kafes tavukçuluğunda ve özellikle açık kümeslerde daha fazladır. Çünkü kafeste bulunan hayvanın vücudu tamamen sıcak hava ile çevrilmiş olup, sığınabileceği serin bir yer yoktur. Bu nedenle çok sıcak havalarda hayvanların üzerine güneş ışığının düşmesi önlenmeli, çatı sık sık sulanmalı, hava sirkülasyonunun sağlayacak vantilatörler kullanılmalı, gerekirse, hayvanların üzerine biraz su püskürtülmelidir.
Aydınlatma: Aydınlatma konusu, daha önce ayrıntılı olarak incelendiğinden burada ayrıca üzerinde durulmayacaktır. Sadece şu kadarını belirtmek gerekir ki, üst sıranın, alt sıralardan daha fazla ışık almasını önlemeye hemen hemen olanak yoktur. Bu nedenle üst sırada kannibalizm olasılığı alttaki sıralara göre daha yüksektir. Aynı şekilde, kenarları açık kümeslerde duvar tarafından kalan sıralar daha fazla ışık aldığından kannibalizm çok rastlanır ve bunları aşırı gün ışığından koruyacak gölgeliklerin yapılması kannimbalizmin önlenmesine yardım eder.
Kafeslerde konacak hayvan sayısı: Kafes tavukçuluğunda her hayvana ayrılacak kafes alanı ırka ve yaşa göre değişir. Eğer hayvan sayısı gerektiğinden fazla ve çok sıkışık olursa (a) Büyüme döneminde yeterince canlı ağırlık artışı sağlayamazlar, (b) yumurta döneminde verimleri azalır, (c) Ölüm oranı artar, (d) Yumurtalar küçük olur, (e) Yumurta kalitesi düşer. Buna karşılık, birim alana ne kadar fazla hayvan konursa, hayvan başına düşen yatırım harcamaları ve bakım masrafları da o kadar az olur. Bu nedenle, yetiştiriciler çoğu kez, verim azalmasına biraz göz yumarak, kafeslere mümkün olduğu kadar fazla hayvan koymayı yeğlerler, ekonomik olarak birim alana konabilecek maksimum hayvan koymayı yeğlerler. Ekonomik olarak birim alana konabilecek maksimum hayvan sayısı veya başka bir deyişle, her hayvana ayrılması gerekli minimum alan kafes büyüklüğü, hayvan başına, düşen taban alanı yerine, hayvan başına düşen yemlik alanını kullanmanın daha gerçekçi olduğunu savunanlar da vardır.
Her hayvana ayrılacak alandan başka kafes büyüklüğü de önemlidir. Çünkü her kafese ne kadar hayvan konacağı doğrudan doğruya buna bağlıdır. Yapılan çalışmalar, hayvan başına düşen alan değişmeksizin hayvan sayısı arttıkça, yani başka bir ifadeyle, kafesler büyüdükçe yumurta verimi, yumurta ağırlığı ve yemden yararlanmada önemli bir değişiklik olmamakla beraber, tavukların yumurtlama dönemindeki canlı ağırlık kazançları daha fazla olmakta, yumuşak kabuklu yumurta sayısı azaldığı halde, kırık yumurta oranı artmaktadır. Yine yapılan araştırmalar kafeslerin, her birine 4 tavuk konacak büyüklükte yapılmalarının en ekonomik sonuçları verdiğini ortaya koymuştur. Kafes büyüklüklerini her ne kadar standardize etme olanağı yok ise de, Leghorn tipi yumurta tavuklarında çeşitli büyüklükteki kafeslere konabilecek hayvan sayısı ile buna göre her hayvana düşen alan, yemlik ve suluk yüzeyleri hakkında faydalı bir kaynak olabilir.
KAFES TAVUKÇULUĞUNUN ÜSTÜNLÜK VE EKSİKLİKLERİ
Kafes tavukçuluğu son zamanlarda tüm Dünyada hızla yaygınlaşmakla beraber, tavukçulukta karşılaşılan sorunların hepsine çözüm getirebilmiş değildir. Yani, bir çok üstünlükleri yanında, bazı zayıf tarafları da vardır.Üstünlükleri:
Birim kümes alanına konan tavuk sayısı diğer kümeslerden 4 – 5 misli daha fazladır.
Altlık sorunu yoktur.
Yumurtalar daha temizdir.
Genellikle yemden yararlanma biraz daha yüksektir (fazla dolaşıp enerji
kaybetmedikleri için);
Yere yumurtlama sorunu yoktur.
Gurk durumu söz konusu değildir.
Tavuklar ayak altında dolaşmadıkları için bakımları daha kolaydır.
Yumurtalar biraz daha ağırdır.
Ölüm oranı genellikle daha düşüktür.
İş gücü gereksinmesi, otomasyona bağlı olarak, % 50 – 80 daha azdır.
Tavukların tek tek kontrol edilmeleri ve dolayısıyla, kötü ve düşük verimlilerin ayıklanması daha kolaydır.
Gübrenin alta geçmesi ve hayvanların birbirleri ile temasının az olması nedeniyle hastalık kontrolü daha kolaydır.
Kannibalizm daha düşük düzeydedir.
Tavukların kendi yumurtalarını yemelerine sık rastlanmaz; ayrıca bu
alışkanlığı olan hayvanlar kolayca saptanıp ayıklanabilirler.
Eksiklikleri:
Hayvan başına düşen ilk kuruluş masrafları, kafes maliyeti nedeniyle % 50 – 100 daha fazladır.
Yumurta verimi biraz düşük olup, kafes içerisinde sıkışıklık arttıkça verim daha da azalır.
Yumurta kabuk kalitesi ve iç kalitesi daha çabuk düşer.
4. Her ne kadar yumurtlama döneminde hayvanlar daha fazla ağırlık artışı sağlansa da, kemiklerinin son derece zayıf olması nedeniyle, dönem sonundaki piyasa fiyatları düşüktür.
5. Kafes altlarında ve gübre raflarında biriken gübreyi sık sık temizlemek gerektiğinden, bu bir sorun halini alabilir.
Özellikle yazın, gübre içinde fazla miktarda sinek ürer ve sorun yaratır.
Kan lekeli yumurtaların oranı biraz daha yüksektir.
Bazı özel kafes hastalıkları nedeniyle özel yemleme gerekebilir (Kafes felci ve yağlı karaciğer gibi)
Hareketsizlikten dolayı karaciğer yağlanması ve buna bağlı ölümlere daha sık rastlanır.
10. Kümes içerisinde fazla sayıda hayvan barındırıldığı için daha güçlü bir havalandırmaya gereksinme vardır.
11. Yumurtlamayanlar düzenli bir şekilde ayıklandığından kafeslerin bir kısmının boş kalmaması için bir miktar yedek tavuk beslemek gerekir.
12. Tavukların kafeslere uyum kabiliyetleri aynı olmayıp, bazı hatlar zor uyum sağlamaktadır.
YUMURTA ÜRETİM MALİYETİ
Yumurta üretim harcamaları içerisinde en büyük pay toplam maliyetin % 57‘sini oluşturan yem masraflarına ait olup, onu % 26 ile piliç büyütme harcamaları izlemektedir. Yumurta üretim maliyetini en aza indirmek için, şu hususları yerine getirmek gerekir. Bunların çoğunluğu yem masraflarını azaltmaya ilişkin konulardır.
Piliçlerin cinsi olgunluğa eriştiklerinde ağırlıklarının fazla olmaması sağlanmalıdır. Zira, bu yaşta fazla ağır olmayan hayvanlar yumurtlama döneminde de fazla ağırlaşmaz ve böylece daha az yem yer.
Yumurta üretim düzeyinin arttırılması için gerekli önlemler alınmalıdır. Çünkü yumurta verimi arttıkça, yemden yararlanma da artmaktadır.
Büyütme döneminde sınırlı yemleme uygulayarak hayvanların fazla ağırlaşmaları önlenmelidir.
Safha veya dönem yemlemesi uygulayarak yem maliyeti düşürülmeye çalışılmalıdır.
Kötülerin ayıklanması sıkı bir şekilde sürdürülerek yumurtlamayanların boşuna beslenmelerinden kaçınılmalıdır.
Yem saçımı ve zaiyatının önüne geçilmelidir