Yaşın ilerlemesiyle birlikte pek çok hastalık ortaya çıkabiliyor. Kalça kırığı ilerleyen yaşlarda sıklıkla görülme ihtimali olan sağlık sorunlarından biri. Kalça kırığına karşı önlem alınmazsa ölüm riskini de artırıyor.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte kalça kırıkları sıklıkla görülebiliyor. Uzmanların "sessiz salgın" olarak da tanımladığı kalça kırıkları tedavi edilmezse ciddi hayati boyutları olabiliyor. Kalça kırığı riskini azaltabilmek için günlük yaşaımınızdaki alışkanlıklarınızı gözden geçirmeniz gerekiyor.
Sağlıklı beslenmenin ve aktif yaşamın desteklenmesiyle ileri yaşlarda oluşabilecek kalça kırığı riskini de ortadan kaldırabilirsiniz.
Kalça kırıklarının yaşlı kişiler için hareketliliklerini, bağımsızlıklarını ve genel yaşam kalitelerini etkileyen geniş kapsamlı sonuçları oluyor. Fiziksel ağrı ve sınırlamaların ötesinde, kalça kırıkları bağımsızlık kaybına, artan sağlık hizmeti kullanımına ve daha yüksek ölüm riskine yol açabilir.
İstatistiklere göre, kalça kırığı olan her 3 yaşlı kişiden yaklaşık 1'i, kırık öncesi fonksiyon seviyelerini geri kazanamıyor ve yaklaşık %20'si yaralanmadan sonraki bir yıl içinde hayatını kaybediyor
Kalça kırıklarında yaş önemli bir risk faktörüdür. Özelikle 65 yaş sonrasında risk katlanarak artabilir. Yaşı ilerlemiş olan insanların kalça kırıklarına karşı savunmasızlığına birçok faktör neden olur.
Yaşın kendisi önemli bir risk faktörüdür ve risk 65 yaşından sonra katlanarak artmaktadır. Kadınlar, özellikle osteoporozu olanlar daha yüksek risk altındadır.
Diğer risk faktörleri arasında düşme öyküsü, hareketsiz yaşam tarzı, kötü beslenme, sigara, alkol ve bazı ilaçlar yer alır. Bu risk faktörlerini tanımak, önleyici tedbirlerin uygulanmasında çok önemlidir.
Oluşabilecek kalça kırığı riskini azaltmak için sağlıklı ve aktif bir yaşam büyük önem taşıyor. Yaşlı kişilerde kalça kırıklarının önlenmesi, kapsamlı ve çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. İlk olarak, düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı yoluyla sağlıklı yaşlanmayı desteklemek kemik sağlığını iyileştirebilir ve kırık riskini azaltabilir. Ev modifikasyonları, denge eğitimi ve görme değerlendirmeleri gibi düşmeyi önleme stratejileri, kalça kırılmalarına yol açabilecek düşme risklerini azaltmada esastır. Ek olarak, osteoporozun erken teşhisi ve yönetimi kırık önlemede çok önemli bir rol oynamaktadır.
Kalça kırığının olumsuz sonuçlara yol açmaması için erken teşhisin önemi çok büyük. Kalça kırığı belirtilerini hissettikten sonra mutlaka doktora gitmek gerekiyor.Erken teşhis ve hızlı müdahale, kalça kırığı yaşayan yaşlı yetişkinler için sonuçların iyileştirilmesinde hayati öneme sahiptir.
Şiddetli kalça veya kasık ağrısı, ağırlık taşıyamama ve bacak deformitesi gibi kalça kırığının belirti ve semptomlarını tanıma konusunda dikkatli olunmalıdır. Kapsamlı postoperatif bakım ve rehabilitasyonun yanı sıra tanısal görüntüleme ve cerrahi müdahaleye zamanında erişim, iyileşmeyi ve fonksiyonel sonuçları artırabilir.
Kalça kırığı hastalarında ölüm riski yükseliyor. Bunun nedeni hastalar hareketsiz kaldıklarında mevcut hastalıkları çoğalıyor. Özellikle akciğer ve solunum zorlukları artıyor. Bu nedenle ilk 24 saat içinde yapılan müdahalelerde hastanın ameliyat sonrası dönemde 5 yıllık yaşam beklentilerinin uzadığı yönünde. Yaşlı kişilerde ise yaşamda kalma ihtimalini yükseltmek açısından ilk 24 saat içerisinde yapılacak bu ameliyatlar çok önemli. Şu anda teknolojinin ilerlemesine paralel olarak biz her yaşta hastayı tedavi ediyoruz. Benim 102 yaşında ameliyat olan bir hastam vardı. Dolayısıyla hastanın kaç yaşında bu kırığı geçirdiği önemli ancak beraberinde hangi hastalıkları olduğu da önemli. Hastalar uzun süre yatınca kasları zayıflıyor ve yatak yaraları açılıyor. Bir an önce ameliyat edilip bu hastalar ayağa kaldırılmalı.