
Ankara'da Naciye Coşkun (58) 4 doz kemoterapi, 32 kür radyoterapiden sonra ameliyat olarak meme kanserini yendi, aort kapağındaki darlık nedeniyle yapılan ikinci operasyonla da yeniden hayata döndü.

2 çocuk annesi Naciye Coşkun’a geçen yıl doktor kontrolleri sırasında birinci evre meme kanseri teşhisi konuldu. Tedavi altına alınan Coşkun, 4 doz kemoterapi, 32 kür radyoterapi aldı ve ardından ameliyat olarak kanseri yendi. Kanser tedavisi sırasında kalp rahatsızlığı da yaşayan Coşkun'un aort kapağında darlık saptandı. Coşkun, ameliyat edildi. Coşkun, yaklaşık 6,5 saat süren zorlu operasyonla yeniden hayata döndü.

Naciye Coşkun, meme kanseri tedavisi görürken kalp damarımda, aort damarımda sorun tespit edildiğini söyleyerek, "Nefesimde daralma vardı. Nefesim daralıyor ve yorgunluk hissediyordum. Göğüs kanseri sürecimde, kemoterapi aldım ve sonra göğüs ameliyatı oldum. Şu anda hamdolsun o güzel gidiyor. Bu sefer kalbim daralınca; kalbimden de ameliyat oldum. O da güzel gidiyor. Bilmiyordum kalbimde sorun olduğunu. Göğüs kanseri için tedavideyken o ortaya çıktı. İnsanların kontrollerine gitmeleri gerekiyor. Ben bilmiyordum örneğin. Beni bayağı etkiliyordu nefesimde darlık ve merdivenden çıkarken yorgunluk hissi. Az bir rampa çıksam göğsüme basınç yapıyordu. Sonra kanser tedavim tamamlandı, bana 'sen yendin' dedi doktor. 'Kanser bitti' dedi. Kalp doktorum da kalp rahatsızlığım için ameliyat olmamı önerdi. Kalp ameliyatımı da oldum. Ve yeniden hayata döndüm. Kanseri yendim. Şu anda da kalbimdeki sorunu hallettim. Hamdolsun bunu da yendim" dedi.

Ankara Sincan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi klinik sorumlusu Prof. Dr. Bülent Sarıtaş, hastanın aort kapağındaki darlığın kritik olduğuna ve bu kapağın değişmesi gerektiğine karar verdiklerini söyleyerek, "Geçen hafta kireçlenmiş kalp kapağını tamamen çıkararak yerine metal bir kapak koyduk. Şu anda hastamızın genel durumu gayet iyi, servis izleminde.

Birkaç gün içerisinde taburculuğunu planlayacağız. Hastamız meme kanseri nedeniyle tedavi ve takip altındayken nefes darlığı da olduğu için kardiyoloji bölümüne yönlendirilmiş. Yapılan tetkikler arasında bu kapak tespit edilmiş. Yani buradan çıkacak olan sonuç nefes darlığı olan hastalarımızın, yol yürürken, merdiven çıkarken nefes darlığı olan hastalarımızın ya da göğüs ağrısı olan hastalarımızın, çarpıntı şikayeti olan hastalarımızın mutlaka kardiyolojik muayeneden geçmesi ve kalp damar sağlığının iyi olup olmadığının değerlendirilmesi oldukça önemli. Özellikle gece yatarken sırt üstü yattıklarında hava açlığıyla uyanan ya da hava açlığı hissedip pencereleri açmak durumunda kalan hastalarımız mutlaka kalp ve damarlarıyla ilgili ve kalp kapakçıklarıyla ilgili mutlaka kardiyolojik muayeneden geçmelerini öneririm" dedi.

Prof. Dr. Sarıtaş, günümüzde birtakım faktörlerin kalp ve damar hastalıkları sıklığını arttırdığını söyleyerek, "Sigara kullanımının çok yoğun olması, diyabet, şeker hastalığı, beslenme alışkanlıkları, stres ve tabii ki de genetik faktörler günümüzde kalp ve damar hastalıklarının sıklığını arttırmıştır. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 1 yıl içerisinde yaklaşık 18 milyon kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu oran bizim ülkemizde ise 200 bin. Yani yaklaşık ülkemizde 200 bin kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu noktada biz sağlık çalışanları olarak bu ölüm sıklığını azaltma noktasında birtakım çabalarımız var. Tabii ki en başta hastalarımızın bu merkezlere ulaşabilir olması gerekir. İşte kalp merkezleri tam da bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilmiş bir projedir. Kalp merkezleri normalde kalp ve damar hastalıklarının kalp damar cerrahları ile kardiyoloji uzmanlarının koordineli bir şekilde çalışarak gerek açık kalp ameliyatı yöntemiyle gerekse anjiyografik yöntemlerle tedavilerinin yapıldığı merkezler olarak tanımlanmaktadır" ifadelerini kullandı.